Career in Games #1: 7 adımda oyun tasarımcısı olmak

Mobidictum Career in Games etkinliğimizde sektöre dair birçok konuyu ele aldık. Netmarble Türkiye’den Altuğ Işığan, oyun tasarımcılığı ile ilgili değerli tecrübelerini etkinliğimizde paylaştı.
altuğ ışığan netmarble oyun tasarımcısı olmak
Altuğ Işığan, 7 adımda nasıl oyun tasarımcısı olunabileceğini anlattı.

Mobidictum olarak Career in Games etkinliğimizi 11 Kasım’da gerçekleştirdik! Etkinliğimizde çok değerli isimleri misafir ettik ve sektöre dair birçok konuyu ele aldık. Birbirinden değerli konuklarımızın bulunduğu etkinlikteki ilk misafirimiz “7 Adımda Oyun Tasarımcısı Olmak” konusu ile Altuğ Işığan idi.

Altuğ Işığan, oyun tasarımına üniversite kariyerinden geçiş yapmış bir isim. Akademik geçmişi sayesinde oyun sektörü içinde öğrencileri bulunuyor ve imzasını attığı başarılı işler ile tanınıyor. Oyun tasarımı ile ilgili birçok çalışmada bulunmuş olan başarılı isim şu anda Netmarble Türkiye’de Lead Game Designer (Baş Oyun Tasarımcısı) olarak görev alıyor.

Altuğ Işığan’ın tecrübeleri ile oyun tasarımcısı olmanın 7 adımı

Oyun sektörü büyümeye devam ettikçe daha fazla insan sektörün bir parçası olmak istiyor. Özellikle oyun tasarımı alanında büyük bir talep var. Oyun sektörüne ilgi duyanlar ve oyun tasarımcısı olmak isteyenler için Altuğ Işığan, tecrübe ve tavsiyelerini 7 adım olarak bizimle paylaşıyor.

Işığan, tavsiyelerde bulunurken, bu 7 adımın sırayla gerçekleşmesi gereken süreçlerden ziyade, zaman içerisinde takınılması gereken tutumlar olarak tanımlıyor. 

Hemen oyun yapmaya başlayın!

Işığan, ilk adım olarak hemen oyun yapmaya başlanması gerektiğini dile getiriyor. Oyun tasarımcısı olmak için öncelikle oyun kavramının bütününe hakim olmak gerekiyor. Konuyla ilgili olarak Işığan şu açıklamalarda bulunuyor:

“Oyun tasarımcısı olmak istiyorsanız ilk işiniz oyun yapmaya başlamak olmalı. Şimdi ‘Nasıl yani? Kodlama bilmiyorum, grafik yapmayı bilmiyorum’ diyebilirsiniz. Oyun yapmanın tek yolu dijital oyun yapmak değil. Oyun yapmanın birçok mecrasının, yönteminin ve teknolojisinin olduğunu göz ardı etmemeniz gerekiyor. Bir an önce oyun yapmaya başlamalısınız. Kart oyunu olabilir, board (masa) oyunu olabilir, tiyatro benzeri roleplay (rol yapma) oyunları olabilir ama bir şekilde bulduğunuz fikirleri elle tutulabilir ve insanlar tarafından deneyimlenebilir hale getirin ve bunu sürekli yapın.”

Bu noktada Işığan, oyunlaştırılabilir bir fikre sahip ve oyun tasarımcısı olmak isteyen kişilerin bir an önce bu fikirlerini prototip haline getirmesi gerektiğini belirtiyor. Diğer yandan oyun tasarımcısı adaylarını, fikirlerini gelişigüzel açıklamamaları ve eğer imkan varsa bizzat kendilerinin hayata geçirmesi konusunda uyarıyor.

Prototip geliştirildikten sonra en yakındaki insanlara test ettirerek geri bildirim alınması tavsiyesinde bulunan Işığan, bu süreçten çok şey öğrenilebileceğini ifade ediyor. Konuşmacımız bu süreçlerden geçtikten sonra ise yapılması gereken önemli bir noktayı ise şöyle dile getiriyor:

“Oyunlarınız, belirli bir olgunluk seviyesine geldiği zaman bunları biraz süsleyip paketleyip ilgili mecralarda paylaşın. Oyunlarınızı yapın ve ortama salın. Bunun size iki faydası var: Birincisi, bir portfolyonuz oluşuyor. İkincisi, oyununuzu ortamlara saldığınız zaman insanların bundan haberi oluyor.“

Bir üniversite derecesi elde edin

Altuğ Işığan, diğer bir tavsiye olarak üniversite eğitimi alınması gerektiğini söylüyor. Bu tavsiyenin bazen garip karşılanabildiğini dile getiren Işığan konuyla ilgili şu açıklamada bulunuyor:

“Üniversitelerle ilgili olarak birtakım eleştiriler yapılıyor. Ama şuna inanmalısınız ki bütün bu eleştirileri yapan insanlar, eğer siz işe başvurduğunuzda sizi işe alacak olan kişiler ise ilk soracakları şey ‘Nereden mezunsun?’ olacak. Emin olun, eğer siz üniversite mezunu değilseniz büyük ihtimalle sizi eleyeceklerdir. Bu yüzden ‘üniversite vakit kaybı, üniversitede bir şey öğretmiyorlarmış’ gibi yargıları bir kenara bırakın ve mutlaka bir üniversite derecesi elde edin.”

Dünyanın farklı yerlerinde de üniversite eğitimi, oyun geliştirme konusunda işe alım ön şartı olarak aranabiliyor. Üniversite, eğitimli ve yetişmiş olmanın bir gereği olarak görülebiliyor. Bu noktada Altuğ Işığan, üniversite eğitiminin önemine dikkat çekiyor.

Dile hakim olmalısınız

Dil, oyun tasarımının merkezinde yer alıyor. Altuğ Işığan konuyu şöyle ele alıyor:

“Eğer oyun tasarımcı olmak istiyorsanız mutlaka dile hakim olmanız gerekiyor. Çünkü dil, mesleğinizin çok merkezinde yer alıyor. Dile çok iyi hakim olmanız gerekiyor derken yalnızca İngilizceyi kastetmiyorum. Ana dilinize de hakim olmanız gerekiyor. Derdinizi en sade ve yalın şekilde anlatabilme becerisi çok önemli. Çünkü çalışırken bütün bir gününüz bununla örülü.”

İş hayatından konun örneklerini vererek konuşmasına devam eden Işığan, dile hakim olmanın oyun tasarımcıları için ne kadar önemli olduğunu belirtiyor. Bazı felsefecilerin düşüncelerinden yola çıkarak “oyunların bizzat birer dil olduğunu” dile getiren konuşmacımız oyun tasarımcılığını bir anlamda “dil tasarımcılığı” olarak yorumluyor ve başlıkla ilgili sözlerini ise şöyle bitiriyor.

“Biri sizi anlamıyorsa, sorumluluk size ait.” 

Oyun oynamakla yetinmeyin, okumayı da yaşamınızın parçası haline getirin

Okumak, oyun tasarımı konusunda kişiye pozitif değer katan bir eylem. Bugün oldukça farklı türlerde çeşit çeşit oyun üreten oyun sektörü, aynı zamanda bir kültürler havuzu. Konuyla ilgili olarak, okumanın neden önemli olduğunu şöyle anlatıyor Altuğ Işığan:

“Oyunlar aslında birçok farklı disiplinin ve bilginin kesişim noktasında meydana getirilen ürünler. Multidisipliner bir alanın tam ortasında yer alıyoruz. Burada grafik tasarımı, mimarlık, renk teorisi, yazılım ve müzik teorisi ve daha birçok öğe var. Siz, oyun tasarımcısı olarak bütün bunların orkestrasyonu ile ilgili bir kişisiniz.”

Oyun tasarımcılarına altın bir tavsiye olarak, ilgilenilen kültür alanını geniş tutmak çok önemli. Bunun da en önemli kaynağı hala kitaplardır. Bunların dışında, insanların bilgi ve tecrübelerini paylaştığı mesleki siteler ve dijital ortamlar da mevcut. Bu konuyu ise Altuğ Işığan şöyle özetliyor:

“Sadece oyun değil, bir kitap koleksiyonunuz da olsun. Aktif bir oyuncunun yanı sıra aktif bir okuyucu olmaya da özen gösterin.”

Çok oyun oynamış olmak sizi oyun tasarımcısı yapmaz

Çok oyun oynamanın sizi iyi bir oyun tasarımcısı yapacağını düşünebilirsiniz. Ama bu her zaman doğru değildir. Işığan konuyla ilgili şu örnekleri veriyor:

“Nasıl ki çok otomobil sürmek sizi bir otomobil tasarımcısı yapmıyorsa, çok oyun oynamak da sizi doğrudan bir oyun tasarımcısı yapmaz.”

Bunun neden böyle olduğunu olduğunu ise oyuncu ile oyun yapan geliştiriciyi ayırarak açıklıyor:

“Bizim bir oyuncu gibi oyunları yorumlama şansımız yok. Biz burada oyuncunun söylediği sözlerin, tasarım lugatı açısından hangi kavrama denk geldiğini tanımlayabilmeli ve o tasarım kavramının gereklerini inşa ettiğimiz oyunun içine entegre edebilmeliyiz. Dolayısı ile biz bir oyun tasarımcısı lugatı ile oyunlara bakıyoruz ve işin mutfağında yer alıyoruz.”

Oyun yapımı için gerekli bilginin sadece oyun oynayarak elde edilemeyeceğini belirten konuşmacımız, oyun tasarımcılarının, oyuncudan fazlası olması gerektiğini dile getiriyor.

Ellerinizi kirletin, prototip yapın

Oyun fikirlerinin sadece sözlü olarak anlatılması son derece yetersiz olabilir. Bu noktada Altuğ Işığan, fikir aşamasında bir prototip veya en azından görselleştirilmiş bir anlatım yapmanızı tavsiye ediyor:

“Sadece sözlü anlatılar çok verimsiz. Bunun yerine, eğer oyun tasarımcısı olmak istiyorsanız, insanlara sözlü olarak anlatmak yerine, oyun fikrinizi bir ‘storyboard’ haline getirin ve oyunun akışını görselleştirin. Bunun da ötesinde, prototip yapmak suretiyle elinizi kirletin. Bir oyunu uzun uzun anlatmaktansa, bir prototipini yapıp insanlara 15 dakika oynatmak çok daha etkili bir yöntem.”

Bu anlatı tarzının oyun tasarımında vazgeçilmez bir reflex haline getirilmesi gerektiğini belirten Işığan, bunun “kağıt, makas, yapıştırıcı ve zar vb.” gibi çok basit malzemelerle bile yapılabileceğini söylüyor.

Oyun sektörünün her yönünü merak edin

Oyun sektörü, birçok farklı konunun bulunduğu oldukça geniş ve çeşitli bir ekosistem. İçerisinde tarihçilerden müzisyenlere kadar bir çok farklı dalda uzman kişileri barındırıyor. Bu noktada Altuğ Işığan konuyu şu şekilde ele alıyor:

“Oyun sektörünün her yönünü merak edin. Bunun çok temel bir sebebi var. Siz oyun tasarımcısı olarak sektöre girdiğiniz zaman, her ne kadar tasarımcı merkezi bir rol olsa da, yalnız olmadığınızı ve  birçok başka uzmanlığı olan insanlarla bir arada çalışacağınızı fark edeceksiniz. Sürecin bütünü, tasarım çalışmasından daha fazlasını içeriyor. Hem bu süreci bütün boyutları ile kavramak ve bununla ilgili bir bilinç geliştirmek çok önemli. Bütünü tanımaya çalışmak, bir tutum olarak çok önemli.”

Oyun tasarımcılarının bazen adeta bir “yönetmen” gibi birçok şeyi belirleyen pozisyonda olduğunun düşünebiliyoruz. Işığan, oyun tasarımcılığının kilit bir rol olmasına rağmen bu düşüncenin tam anlamı ile doğru olmadığı konusunda bizleri uyarıyor. Takımla birlikte uyumlu çalışmanın önemine dikkat çekiyor. 

Konuşmacımız konuyla ilgili sözlerini şöyle bitiriyor:

“Veri odaklı tasarımı benimsemek ve onun üzerinden başarıyı kovalamak çok önemli.“

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir