Web3, blockchain oyun nedir?

Web3 oyun, görece yeni bir kavramdır ve şu sıralar oyun sektöründeki en önemli konulardan biridir. Yeni kavramlar kafa karıştırıcı olabilir; bu nedenle, Web3 oyununun özelliklerini ele aldık.
uzayın karanlığı içinde görülen yerküre ve üzerinde web 3.0 yazısı.

Web3 tabanlı ya da blockchain tabanlı oyunlar oyun sektörü gündemini oldukça meşgul ediyor. Sektör profesyonelleri ve kanaat önderleri Web3 oyunlarının ne olduğunu tartışadursun bağımsız oyun stüdyolarından kurumsal sektör devlerine kadar birçok oyun şirketi bu oyunlar üzerinde ya hâlihazırda çalışıyor ya da çalışmaya hazırlanıyor. DappRadara göre, milyonlarca kişi zaten web3 oyunları oynuyor ve bu oyunların yenileri çıkmaya devam ediyor. Hâlâ kafa karıştıran bir soru var: Web3 oyunu nedir? Bir oyunu Web3 veya blockchain oyunu yapan nedir?

Web3 nedir?

Web3 nedir sorusunun yanıtı verilip Web3 kavramının çerçevesi çizilmeden Web3 oyunları konusunu ele almak biraz havada kalan bir durum olacaktır. Öncelikle belirtmek gerekir ki Web3, belirli bir teknolojiden ziyade bir bağlam, bir bakış açısı veya yaklaşım. İnternetin temellerine, ve geleceğine, ne olması, neye evrilmesi gerektiğine yönelik bir yaklaşımdır. Web3 terimi ilk olarak 2014 yılında blockchain altyapısı şirketi Parity Technologies’in kurucusu Gavin Wood tarafından internetin geleceğine yönelik vizyonunu ifade ederken ortaya atıldı.

Belirli bir teknoloji olmadığı ve kökleşme ve evrilme süreçleri hâlâ devam ettiği için Web3’ün tamı tamına bir tanımını yapmak zor görünmekte; çünkü sektörde söz veya etki sahibi herkesin Web3’ün ne olması gerektiğine dair ufak farklar içeren öngörüleri var. Muuhtemelen Web3’ün kesin bir tanımını veya tarifini yapmak tıpkı insanlık tarihinin aşamalarını tanımlarken kullandığımız “çağlar” gibi, süreç tamamlandıktan sonra daha kolay olacaktır. Nasıl ki bulunduğumuz yer ve tarihten geriye dönüp bakınca demir çağını insanların demiri işlemesi ve kullanmasıyla, Rönesans dönemini özgür düşünce ve sanatsal ifadenin şahlanışa geçmesiyle veya sanayi çağını buhar gücünün kullanılması ve seri üretimle özdeşleştirip tanımlıyorsak Web3’ü de merkeziyetsizliğin öne çıkmasıyla tanımlayabiliriz.

An itibariyle internetin 3 çağ geçirdiği, 3 dönem veya devirden geçtiği kabul ediliyor. Web 1.0‘ı tanımlayan tek yönlü iletişimdi. Kullanıcılar, içeriklerini yayınlayamıyor veya içerikle yalnızca internet üzerinde çok sınırlı bir şekilde etkileşime girebiliyordu.

Web 2.0, interneti çok daha etkileşimli hâle getiren Javascript, HTML5 ve CSS3 gibi teknolojilerde atılımlara tanık oldu. Bu dönem, aynı zamanda, Web2.0 çağının tanımlayıcı özellikleri olarak belirtilebilecek olan sosyal ağların ve kullanıcı tarafından oluşturulan içeriğin yükselişine de tanık oldu.

Web 3.0 ise Web 2.0’ın zayıflıklarına bir yanıt veya tepki olarak tanımlanabilir. Web 2.0 çağında Google, Facebook, Amazon gibi devasa şirketler her geçen gün daha da güçlendi.

Bu şirketler döneminde insanlık, kurulması ve işletilmesi akıl almaz maliyetleri bulan hizmetlerin kullanıcılara tamamen bedava sunulduğuna tanık olmaya başladı. “Ürün bedavaysa ürün sizsiniz.” algısı bu dönemde ortaya çıkmaya başladı; çünkü son derece kullanışlı, faydalı ve son derece yüksek maliyetli hizmetleri görünüşte bedava sunan bu şirketler, bu hizmetler karşılığında kullanıcıdan para almıyordu, ama onların verilerini topluyordu. Bu şirketlerin sundukları hizmetler de pek öyle “kapatırız gider!” denilebilecek hizmetler değildi; çünkü sundukları bu ücretsiz hizmetleri altyapı olarak kullanan başka hizmetler geliştirilmişti. Bazı resmî kurum veya devlet hizmetleri dahi bu tür altyapıları belirli ölçüde kullanır veya onlara bağımlı hâle gelmişti.

Bu süreç öyle bir noktaya geldi ki bugün, söz gelimi Google’ın Türkiye’deki faaliyetlerini bıçak gibi kesseniz hangi hizmetlerin işlemez hâle geleceğini, ummadığımız hangi süreçlerin aksayacağını öngörmek olanaksız gibidir. Öyle ki Google Maps’in çalışmaması en küçük derdimiz olacaktır. Yine Google üzerinden daha net bir örnek vermek gerekirse Türkiye’deki akıllı telefonların %75’i civarının Android tabanlı olduğu düşünüldüğünde ve Android işletim sisteminin de Google’ın ücretsiz sunduğu bir hizmet olduğu hesaba katıldığında yaklaşık 56 milyon kişinin telefonlarının çalışmaz hâle geleceğini öngörmek mümkündür -ki bu da yaşanacak sorunların en büyüğü değildir.

Sözün özü; bu şirketler, verileri karşılığında son kullanıcılara çeşitli ücretsiz hizmetler sunuyordu. Veri gizliliği önemli bir endişe hâline geldi ve insanlık, bu şirketlerin bazılarının güçlerini kötüye kullandığı veya istismar ettiği birçok vaka gördü. Bu şirketler küresel olarak faaliyet gösteriyor ve insan nüfusunun çoğunluğunun yaşamlarına birçok açıdan dâhil oluyorlardı. Milliyeti veya siyasi eğilimi ne olursa olsun, sıradan bir bireyin günlük yaşamının vazgeçilmez birer parçası hâline geldiler. Hatta bir noktada bu şirketlerden bazıları ülkelerin seçimlerine veya siyasetine müdahale etmekle suçlandı. İşte, bu şirketlerin ülkelerle boy ölçüşebilecek boyutlarda mali güce erişmesini, en maharetli ve gizemli istihbarat kurumlarını bile kıskandıracak ve bireylerin kişisel tercihlerine kadar inebilen bilgi elde etmesini sağlayan tek şey vardı: Veri. Merkezî veri tabanlarında depolanan, insan aklının alamayacağı boyutlarda veri.

Bu şirketlerin merkezîleştirilmiş veri sayesinde elde ettiği bu güç Web2 döneminde ortaya çıkan koşulların ve baskın yaklaşımların sorgulanmasına neden oldu. İnsanlık olarak; çoğunun faydalı ve kullanışlı olduğunu bildiğimiz bu teknolojilerden vazgeçmeyeceğimize göre, kişisel veri gizliliğinden taviz vermek zorunda kalmadan bunlardan faydalanmaya devam etmenin bir yolu yok muydu?

Bu arayış Web 2.0 çağında dağıtılmış defter (distributed ledger), kripto para birimleri (cryptocurrencies), blok zinciri (blockchain)gibi kavramların ortaya atılıp tartışılmasına ve merkezi otoritelerin sorgulanmaya başladığı bir düşünce ortamının doğmasına neden oldu. Bu tür teknolojiler ve yenilikçi yaklaşımlar, merkezsizlik ya da merkeziyetsizlik kavramını Web3’ün odak noktasına yerleştirmiştir.

Daha önce belirtildiği gibi, Web3 hâlâ oluşumunu tamamlamış ya da kemikleşmiş değildir. Vardığı nokta yola çıkarken hedeflediğinden farklı olabilir. Ancak merkezsizlik, demokratikleşme, bağlanabilirlik ve her yerde bulunabilirlik odak noktasıdır. Ayrıca AI (yapay zekâ) teknolojileri, derin öğrenme ve makine öğrenimi sayesinde anlamsal (semantik) web oluşturmak Web3’ün odak alanında yer alır.

Web3, tabanlı veya blockchain tabanlı oyunlarının temelini oluşturan çeşitli teknolojiler

Oyun DAO’ları demokratikleşmede çok önemli bir rol oynar. DAO (merkezsiz otonom organizasyon), merkezi olmayan bir ağ üzerinde çalışan ve akıllı sözleşmelerde (smart contracts) programlanan kurallar aracılığıyla yönetilen yönetişim ve karar alma kurallarına sahip bir yazılımdır. DAO’lar, katılımcılarının şirket hissedarları gibi çeşitli konularda oy kullanmasına olanak tanır.

Web3 veya blockchain oyunların düzgün çalışması ve vaatlerini yerine getirmesi için çeşitli teknolojileri kullanması veya bunlarla tümleşik çalışabilmesi gerekir. Bir web3 sağlayıcısı veya bir düğüm (node) sağlayıcısı, blok zinciri tabanlı bir oyunda kritik bir rol oynar. Blok zinciri düğümleriyle etkileşime girer ve uygulamalara geçmiş veya en son blok zinciri verileri sağlarlar. Oyun ve blockchain ağı arasındaki veri işlemi sırasında bir aracı görevi görürler.

Akıllı sözleşmeler, blok zincirde bulunan ve önceden belirlenmiş koşullar yerine getirildiğinde çalışan programlardır. Bir hakeme veya aracıya ihtiyaç duymadan bir anlaşmanın yürütülmesini ve koşullarının uygulanmasını otomatik hâle getirirler. Bazen ön koşullar yerine getirildiğinde çeşitli eylemleri tetiklemek için iş ya da süreç akışlarının bir parçası olarak da kullanılırlar.

Bir oyuncunun dijital oyun içi varlıklarını (digital in-game assets veya digital asset) ve koleksiyon ögelerini saihplenebilmesi için bir dijital cüzdan (digital wallet) gerekir. Bu nedenle dijital bir cüzdan Web3 oyunlarının ayrılmaz bir parçasıdır.

Web3 oyununun bir başka ayrılmaz parçası da DApp’lerdir (merkezi olmayan uygulamalar). Genellikle akıllı sözleşmeler kullanarak otonom olarak çalışabilirler. İnsan müdahalesi olmadan çalışırlar ve devreye girdikten sonra şirket gibi tek bir varlığa ait olmazlar. Bu anlamda, veri gizliliğinde ve Web3 oyununun merkezi olmayan doğasında rol oynarlar.

Web3 tabanlı veya blockchain tabanlı oyun

Web3 oyunu, Web3 ile aynı temel ilkeler üzerinde yükselmektedir. Merkezsizlik, Web3, blockchain oyunların da temel ilkelerinden biridir. Bu ilkelere göre kurgulanmamış bir video oyununda oyunun geliştirici veya yayıncısı dijital oyun içi varlıklar da dâhil olmak üzere oyunun nihai sahibidir. Oyun içindeki her şeyin fikrî haklarını elinde tutar. Genelde farkına varmayız, ama buna herhangi bir oyuncunun oyun içi varlıkları da dâhildir. Yani oyunda kullandığınız silahlar, itemler, oyun için para ve o oyunun dünyasında sahip olduğunuzu sandığınız her şey aslında geliştirici veya yayıncıya aittir.

Web3 tabanlı bir oyunda, oyuncu, oyun içi dijital varlıklarının sanki gerçek dünyada sahibiymiş gibi sahibidir. Böylece bunların yarattığı veya yaratacağı her türlü avantajdan kâr veya fayda sağlama hakkına da sahiptir. Web3 oyunları aynı zamanda oyuncuların oyunların geleceğini etkileyebileceği veya yönlendirebileceği dünyalar da yaratır.

Web3 oyunlar bunu NFT‘leri ve blockchain teknolojisini oyuna dâhil ederek başarır. Sahipliği belirlemek için NFT’ler gereklidir, blok zincir teknolojisi ise bu varlıkların bir hakem olmaksızın, merkezsiz ticaretini sağlar. Web3 oyunlarında, dijital oyun içi varlıklar sanal pazarlarda alınıp satılabilir.

Yine de oyun içi varlıklar geçişli veya çapraz uyumlu değilse bu bu olanak tek başına bir şey ifade etmez veya geleneksel oyunlara kıyasla çok az avantaj sağlar. Oyuncu varlıklarını o platformun dışına taşıyamıyor veya başka platformlarda kullanamıyorsa oyun yayıncısı bir oyun sunucusunu kapatmaya veya belirli bir sürüm için desteği kesmeye karar verdiği anda bunlar değersiz hâle gelecektir. Bu da Web3 tabanlı oyunların bir başka yönünü öne çıkarıyor. Tam geçişlilik, yani geriye dönük ve çapraz uyumluluk, Web3 tabanlı oyunlarda çok önemli bir rol oynar. Uyumluluk, oyuncuların varlıklarını oyun dünyaları, sürümleri veya meta veri depoları aracılığıyla taşımasına olanak tanır. Bu olanak oyun içi varlıkların değerlerini koruyan kritik bir etkendir.

Ekonomisi olan birçok oyun, kurgusal bir oyun içi para birimine bağımlıdır; ancak bu para birimlerinin çoğu, söz konusu oyun veya oyun evreninin dışında değersizdir. Web3 oyunları, çapraz uyumluluğu geliştirmek ve bu sorunun üstesinden gelmek için oyun dünyasında kripto para birimi ve blockchain teknolojisini kullanır. Zaten temelde blockchain teknolojisiyle olan bu ilişkileri nedeniyle Web3 oyunlarına blockchain oyunlar da denmektedir. Web3 oyunları ayrıca hem geliştirici hem de oyuncu için farklı ekonomik dinamikler sunar. Bunlardan biri, oyuncuların oyunu oynayarak bu tür para birimlerini kazanmasını sağlayan, oyna-kazan (play-to-earn) olarak adlandırılır.

Birçok Web3 oyunu, oyuncuların kendi beğenilerine göre kendi dünyalarını yaratabilecekleri metaverseler üzerine kuruludur. Diğer oyuncular, dijital varlıklarıyla birlikte bu dünyalarda gezinebilir. Bu da çapraz uyumluluğa ya da geçişliliğe bel bağlayan başka bir özelliktir. Bu özellik oynanabilirliği büyük ölçüde artırır. Tüm bu temel Web3 oyun dinamikleri, oyunları oyuncuların gerçek hayatlarına dâhil ederken immersionı artırır ve hatta oyuncular için gelir fırsatları yaratır.

Blockchain tabanlı oyun, geliştirici için gelişmiş güvenlik ve çok düşük bakım maliyetleri de dâhil olmak üzere birçok avantaj sağlar. Merkezsiz bir süreç, saldırganların hedef alabilecekleri merkezî bir sunucu olgusunu ortadan kaldırırken oy hakkı gibi, oyuncuların oyundaki olası değişikliklerde söz sahibi olmasına izin veren sistemlerin temellerini atmaktadır.

Web3 kavramının ortaya atılmasının üzerinden yaklaşık on yıl geçti. O zamandan beri, hızla benimsendi ve kullanıldı. Bununla birlikte, Web3 oyun kavramı hâlâ kimliğini arıyor ve çerçevesini çizmeye çalışıyor. Görece hızlı bir şekilde şekillenip kimlik kazanıyor gibi görünse de henüz son şeklini almış değil. Bu durum da bu alanın fırsatlarla dolu ve yeniliğe açık olduğu anlamına gelmektedir. Oyun sektöründeki oyuncuların akılda bulundurması gereken de budur.

Web3, blockchain oyunlarından öne çıkan çeşitli örnekler

  • Sorare: Bir fantezi spor oyunu.
  • Planet IX: Polygon blok zincirindeki en büyük GameFi platformu.
  • Aurory: Solana üzerine inşa edilmiş, play-to-earn bir Japon rol yapma oyunu.
  • DeFi Land: DeFi uygulamalarına sahip çok zincirli bir tarım simülasyonu oyunu.
  • Zed Run: Oynadıkça kazan tokenomiklerine sahip bir dijital at yarışı oyunu.
  • STEPN: Oyuncuların NFT spor ayakkabılarla yürümesini veya koşmasını gerektiren bir move-to-earn oyunu.
  • Faraland: Kripto ödülleri olan stratejik bir sıra tabanlı fantezi rol yapma oyunu.
  • Alien Worlds: Oyuncuların görevlerde ilerlemek için oyun içi NFT’leri kullanmasını gerektiren bir bilim kurgu fantezi kripto oyunu.
  • Aavegotchi: Oyunlaştırılmış DeFi işlevselliğine sahip, oynadıkça kazan bir RPG koleksiyonluk NFT oyunu.
  • Splinterlands: Bir Web3 ticaret kart oyunu.
  • DeFi Kingdoms: Merkezsiz finansı oyunlaştırmaya odaklanan Harmony’deki en büyük blockchain oyunu.
  • CryptoKitties: Oyuncuların NFT kedileri topladığı, ürettiği ve takas ettiği Ethereum tabanlı bir oyun.
  • Crabada: Avalanche üzerinde oynadıkça kazan bir deniz altı macera oyunu.
  • Decentraland: Kullanıcıların içerik oluşturabileceği ve para kazanabileceği Ethereum üzerine kurulu sanal bir dünya.
  • Axie Infinity: Pokémon serisinden ilham alan, oyuncuların canavarlara karşı savaştığı blockchain tabanlı bir oyun.

sıradakİ: Yapay Zekâ sanatçıları işsiz bırakıp meslekleri yok mu edecek?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir