Yapay Zekâ sanatçıları işsiz bırakıp meslekleri yok mu edecek?

Yapay zekâ görüntü oluşturma teknolojilerinin fitilini ateşlediği bir tartışma uzunca bir süredir devam ediyor. Endişelerin büyük bölümünü bir başlık altında toplamak mümkün. Tüm faydalarına rağmen yapay zekâ sanatçıları ve belirli meslek sahiplerini işsiz mi bırakacak?

Yapay zekâ ve daha kesin belirtmek gerekirse yapay zekâyla görüntü oluşturma (AI image generation) son dönemde gündemi meşgul ediyor. Ortaya çıkan tartışmalar, boykotlar ve dile getirilen endişeler arasında bazı mesleklerin ortadan kalkma olasılığı da konuşuluyor. Yeni teknolojiler genelde ürkücüdür. Endişe yaratır. Yapay zekâ da görece yeni bir teknoloji ve yarattığı endişelerin yanı sıra birçok tartışmalı ve dikkat çekici olaya konu oldu bile.

Bu makalede daha çok, yapay zekâyla görüntü üretme veya yapay zekâyla üretilmiş “sanat eserleri” bağlamından yola çıkıldı. Ancak bu teknolojiler yapay zekânın kullanım alanlarından yalnızca biri. Dolayısıyla bu konuyu incelerken veya irdelerken iki terimin geçişli veya kapsayıcı kullanımı da söz konusu olacaktır.

Yapay zekâyla görüntü oluşturma teknolojileri

Yapayn zekâyla görüntü oluşturma teknolojilerine “Yapay zekâyla görüntü oluşturma teknolojisi çevresindeki tartışmalar giderek büyüyor” başlıklı makalede değinilmişti. Bu nedenle yapay zekâyla görüntü oluşturma teknolojilerinin nasıl çalıştığına burada değinmeyeceğiz. Kısaca hatırlatmak gerekirse yapay zekâyla üretilen sanat eserlerinin sanat yarışmalarında ödüller kazanması, açık arttırmalarda oldukça yüksek fiyatlara satılması ve görsel sanatçıların eserlerini sergileyip satabildiği çevrim içi platformlarda yer alması tepkilere neden olmuştu.

Bunların yanı sıra yapay zekâyla görüntü oluşturmanın kötü niyetli kişilerce kitleleri belirli konularda kışkırtmak ve yönlendirmek için kullanılabileceği endişeleri de var. Yapay zekâ sayesinde hiçbir becerisi ve deneyimi olmayan kişilerin bile dijital görseller oluşturmak ve hatta belirli basit bilgisayar kodları yazmak gibi şeyleri yapabileceğini düşününce bazı meslek gruplarındaki kişilerin bu teknolojilere olumsuz tepki vermesi olağan gözüküyor.

Yapay zekâ teknolojileriyle neler yapılabiliyor?

Şu ana kadar ücretli veya ücretsiz olarak kamunun kullanımına sunulmuş yapay zekâ teknolojileri arasında en bilineni yapay zekâyla görüntü oluşturma teknolojileri olsa gerek. Fakat sıradan bir insanın yapay zekâyla yapabilecekleri bu kadarla sınırlı değil.

Birkaç örnek vermek gerekirse, Google’ın Socratic adlı yapay zekâ aracı sayesinde belirli matematik problemlerini ve formüllerini çözebilirsiniz. CopyShark, Copy.ai gibi bir uygulamayla kısa metinler ve ürün tanımları yazabilirsiniz. Dall-E, Nightcafe, Artbreeder, DeepAI gibi bir yapay zekâ görüntü oluşturucuyla sıfırdan görüntü oluşturabileceğiniz gibi mevcut görüntüler üzerinde oynama da yapabilirsiniz. ChatGPT gibi chatbot’lara sorular sorarak basit bilgisayar kodu parçaları yazdırabilir ve daha bilmediğiniz ve eğitmini almadığınız birçok işi saniyeler içinde yaptıraiblirsiniz. 

Oyun dünyasından da bir örnek vermek mümkün. İstanbul merkezli One Dot Games bir oyunun geliştirme çalışmaları sırasında storyboard’ların hazırlanması için yapay zekâdan faydalanmıştır. Ayrıntılarına buradan ulaşabilirsiniz. 

Yaratıcı yıkım (creative destruction) ve yıkıcı üretim (destructive creation) nedir?

Yapay zekâ teknolojilerinin kimi meslekleri nasıl yok edeceğini tahlil etmek için yaratıcı yıkım ve yıkıcı üretim kavramlarına değinmekte fayda var. (Disruptive innovation teriminin Türkçesi olan yıkıcı yenilik kavramıyla karıştırılmamalı.) Bu kavramlar, Joseph Schumpeter tarafından Karl Marx’ın çalışmalarından türetilmiştir. Üzerine kitaplar yazılmış olsa da bu iki kavramı birkaç cümleyle şöyle özetleyebiliriz. Yaratıcı yıkım; toplumda veya ekonomide ortaya çıkan yeni bir gelişme veya teknolojinin bazı meslek, ürün veya hizmetleri, yani gelir üreten bazı kaynakları yok etmesine denir. Yıkıcı üretimse bu tür gelişmelerin toplam çıktısının olumsuz yönde olması durumuna verilen addır.

Elbette ki her yenilik bazı uygulama, teknoloji veya gelirlerin yok olmasına neden olacaktır. Ancak bir gelişmeyi değerlendirirken insanlık veya içinde oluştuğu toplumun genel çıkarına yaptığı katkıyı esas almak gerekir.

Bu kavramlara en sık verilen örnekler at arabası ve otomobil sanayisi örnekleridir. Otomobillerin icat edilmesi, seri üretime geçmesi ve yaygınlaşması sürecinde at arabası ve kamçı üreticileri mesleklerinden olmuştur, çünkü böyle bir ihtiyaç ve bu ürünlere talep kalmamıştır. Fakat otomotiv sektörü doğmuş ve otomobillerin üretimi, bakımı, tamiri, yedek parça ve yakıt temini için ortaya çıkan dev sanayi kolları milyonlarca kişiye iş olanağı sağlamıştır. Benzer şekilde kasetler plakları, CD’ler kasetleri ve MP3 teknolojisi de CD’leri yok etmiştir.

Yalnızca internetin icadı ve yaygınlaşması bile birçok mesleği ya da ürünü yok etmekle itham edilebilir. Bunlara bir örnek de gazetelerdir. İnternetin, sosyal medya ve anlık haber paylaşım uygulamalarının yaygınlaşmasıyla basılı gazetelerin sayısı ve gazete basım miktarları giderek azalmıştır. Fakat yine aynı gelişme içerik üreticiliği başlığı altında toplanabilecek birçok mesleğin doğmasına ve yüz binlerce kişinin bu tür işlerden gelir elde edebilmesine olanak tanımıştır.

İnsanlık tarihi ve özellikle sanayi devrimi incelenirse ortaya çıkan birçok teknoloji ve yeniliğin yaratıcı yıkım niteliği taşıdığı görülecektir. Yani yok ettikleri tüm mesleklere rağmen çok daha fazla mesleğin ve istihdamın ortaya çıkmasına neden olmuşlardır. Toplumun, insanlığın geneline sağladıkları fayda veya yarattıkları gelir artı yöndedir.

Analistler ve uzmanlar, dijital çağ veya internet çağı olarak adlandırabileceğimiz 2000’ler ve sonrasındaki gelişmeleriyse daha çok, yıkıcı üretim olarak niteleme eğilimindedir. Bu çağdaki gelişmeler milyonlarca kişiyi işsiz bırakır veya meslekleri yok ederken çok az mesleğin ortaya çıkmasına neden olur veya çok az sayıda kişi için gelir olanağı yaratırlar.

Bu tahliller genelde; bir otomobil fabrikasının binlerce işçi çalıştırarak milyarlarca dolar gelir elde etmesiyle bir teknoloji firmasının, bir avuç çalışanla aynı geliri elde etmesini kıyaslar. Ancak bu doğru bir tahlil midir? Bu görüşün yanında da karşısında hatırı sayılır miktarda uzman, geçerli savlarla yer almaktadır.

Yapay zekâ sanatçıları işsiz bırakacak mı?

Yapay zekânın hayatımıza girişi yeni değil. Çoğu zaman makine öğrenmesi, derin öğrenme ve yapay zekâ gibi kavramları birbirinin yerine veya yanlış kullanıyoruz. Ama yine de çoğu zaman yapay zekâ başlığı altında bahsedilen bu kavramlar zaten yıllardır hayatımızda. Yazılımların, altyapıların ve dev sistemlerin birer parçası olarak hayatımızı kolaylaştırıyor veya verimliliğimizi arttırıyorlar.

Sorun, belki bunların doğrudan kişilerin kullanımına ve etkileşimine açılmasıyla başlıyor; belki de bir sanatın ya da zanaatın alanına doğrudan girmeye başlamasıyla. Yıllarca çalışıp çabalayarak; azimle ve yılmadan tekrarladıkça elde edilen bir beceriyi birkaç saniye içinde başka bir insanın hizmetine sunması da bir çeşit alınganlık yaratmış olabilir. 

At arabası-otomobil, gazete-internet ve daha yüzlerce örnek incelenirse bunun doğrusal ve kesin bir hareket olmadığı görülebilir. Toplum ve ekonomilerdeki bu yenilikler, yaratımlar, yıkımlar sürekli bir döngü ve dalgalanma içindedir.

Teknolojinin gelişip yapay elmasların üretilebilir olması elmas sektörünü çok endişelendirmişti, fakat yapay elmaslar doğal elmasların gördüğü talebi yok etmedi. Bunun yerine başka kullanım alanları buldular veya doğal elmaslar karşısında daha ucuz birer seçenek olarak varlıklarını sürdürdüler. Elmas sektörü de uyum sağlamak için doğal elmasları lazerle işaretlemeye başladı.

İnsanda yeniye olduğu kadar doğal olana da bir merak var. Bu noktadan sonra yapay zekâyla görüntü oluşturma teknolojilerini yasaklamak veya kısıtlamak çözüm değil. Hiçbir teknolojik gelişme bu şekilde engellenemedi.

Sanatçılar yapay zekânın yıkıcılığından nasıl korunabilir?

İnsanlar yeni meslekler, sanatlar ve gelir kaynakları üretmekte oldukça başarılıdır. Yapay zekânın yarattığı en büyük sorun belki de telif hakkı sorunudur. Bunun da bir çözümü bir şekilde bulunacaktır. NFT’ler böyle bir çözümün temeli olmaya aday. Tarihteki yaratıcı yıkım örneklerine bakıldığında ortaya bir örüntü çıkmaktadır: Dönüşebilenler, evrilebilenler; kısacası uyum sağlayabilenler sanatlarını dönüştürerek sürdürebilmektedir.

Öznel köklerden beslenen ve yine öznel birer kavram olan korku ve endişe, mantığa üstün geldiğinde nesnel bilgi veya veri bu korkuları yatıştırmakta faydalı olacaktır. Forbes dergisinde yayımlanan bir makale yapay zekâ gibi devrimsel teknolojilerin meslekleri yok etmekten çok sarstığını ya da yeniden biçimlendirdiğini öne sürüyor. MIT (Massachusetts Institute of Technology) tarafından yayımlanan başka bir rapor, bugün gündemde olan ve milyonlarca insanın geçim kaynağı olan mesleklerin %60’ının günümüzden bir nesil önce var olmadığını ortaya koyuyor. İlk ortaya çıktıklarında bu teknolojik gelişmeler de insanları işsiz bırakacağı endişesiyle karşılanmıştı.

Ocak 2018’de Accenture tarafından yayımlanan başka bir raporsa yalnızca yapay zekâyla ilgili gelişmelerin insan gücüyle birleştirildiği uygulamalar sayesinde istihdamın toplamda %10 büyüdüğü tahmininde bulunuyor.

Sanatlarını nasıl ve neye dönüştüreceklerini elbette ki en iyi sanatçılar bilebilir. Yapay zekâyla görüntü oluşturma teknolojilerinin görsel sanatları nasıl etkileyeceğiniyse zaman gösterecek. Göz önünde bulundurulması gereken nokta; onların sanatlarına bir tehdit gibi görünen teknolojinin, onlara sanatlarını dönüştürmek ve korumak için de olanaklar sunduğudur.

Sıradakİ: Küresel oyun pazarı 2025’te %14 büyüyecek; Türkİye bu tablonun neresİnde?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir