Unity’nin yeni ücretlendirmesi: Ne değişti ve bundan sonra ne olacak?

Unity’nin dün akşam saatlerinde duyurduğu yeni ücretlendirme tablosu sektörü birbirine katmış gibi gözüküyor. Firmalar Unity’den geri adım beklerken bir taraftan da alternatifleri araştırmaya başladı. Peki neler değişti ve bu ne anlama geliyor?
Unity logo with a flow

Bir oyun geliştirme stüdyosu olarak, özellikle de mobil alanında faaliyet gösteriyorsanız veya multi platform bir oyun geliştiriyorsanız yolunuzun Unity’den geçmiş olması çok büyük olasılık.

Unity sadece birden fazla platforma dağıtma, grafik, fizik, ses, animasyon ve yapay zeka gibi oyun öğelerini yönetme imkanı sunmakla kalmıyor, ayrıca reklam, analitik, bulut derleme, çok oyunculu modlar, performans raporlama ve iş birliği gibi hizmetleri de geliştiricilere sunuyor. Haliyle, her ne kadar hisse fiyatları son iki yılda 195$’dan 40$ seviyesine düşse de Unity, hem kendi ürünleri konusunda uzman iş gücü hem de popülerlik anlamında sektörde oldukça güçlü bir konuma sahip.

Unity’nin bu kadar çok tercih edilmesinin nedenlerinden biri de fiyatlandırma modeliydi zira Unity, geliştiricilere farklı ihtiyaçlara göre uygun fiyatlı veya ücretsiz seçenekler sunuyordu ve stüdyonuzun veya projenizin boyutu ne olursa olsun, kendinize uygun bir seçenek bulmanız oldukça kolaydı.

Hal böyleyken, dün akşam saatlerinde Unity fiyatlandırma modelinde önemli değişiklikler yaptığını duyurdu ve bu değişiklikler büyük bir öfkeyle karşılandı.

Peki Unity’nin yeni fiyatlandırması nasıl ve eski fiyatlandırmasıyla ne farkı var? Neden bu kadar tepki aldı?

Dilerseniz kıyametin kopmasına yol açan Unity Runtime “indirme başına pay” modeline gelmeden, eski ve yeni paketleri karşılaştırarak başlayalım.

Eski fiyatlandırma nasıldı?

Unity’nin eski fiyatlandırma modeli üç ana seçenekten oluşuyordu: Personal, Plus ve Pro. Bu seçeneklerin özellikleri ve fiyatları şöyleydi:

  • Personal: Bu seçenek, yıllık geliri 100 bin dolardan az olan geliştiriciler için ücretsizdi ve temel oyun motoru özelliklerine ve hizmetlere erişim sağlamak için yeterliydi. Elbette bu seçeneğin bazı kısıtlamaları vardı. Örneğin, Personal kullanıcıları oyunlarının başlangıcında Unity logosunu göstermek zorundaydılar. Ayrıca Personal kullanıcıları bulut derleme hizmeti sınırlıydı ve performans raporlama hizmeti gibi belli özelliklere erişemiyorlardı.
  • Plus: Bu seçenek, yıllık geliri 200 bin dolardan az olan geliştiriciler için aylık 35 dolar veya yıllık 420 dolar karşılığında sunuluyordu. Plus seçeneği, Personal seçeneğine göre daha fazla özellik ve hizmet sunuyordu. Mesela, Plus kullanıcıları oyunlarının başlangıcında kendi logolarını gösterebiliyorlardı, bulut derleme hizmetinden yararlanabiliyor ve performans raporlama hizmetine erişebiliyorlardı.
  • Pro: Bu seçenek, yıllık geliri sınırsız olan geliştiriciler için aylık 125 dolar veya yıllık 1500 dolar karşılığında sunuluyordu ve Unity’nin sunduğu tüm özellik ve hizmetlere erişim sağlıyordu. Örneğin, Pro kullanıcıları bulut derleme hizmetinden sınırsız yararlanabiliyor ve performans raporlama hizmetini gerçek zamanlı olarak takip edebiliyorlardı.

Kısaca eski fiyatlandırmanın üzerinden geçmiş olduk ve hemen belirtelim, bu paketlerin yenilenmesinin de kendi başına bir isyan başlatamayacağı açıktı, oraya geliyoruz.

Neler değişti?

Unity yeni fiyatlandırmasında eski Personal seçeneğinin adını Free olarak değiştirirken, Plus ve Pro hizmetlerinin fiyatlarında da bazı artışlara gitti. Plus seçeneği yıllık 420 dolardan 480 dolara çıkarken, Pro seçeneği ise 1500 dolardan 1800 dolara yükseltildi.

Bunlara ek olarak da yeni bir amiral gemisi paket Unity kataloğuna dahil edildi. Enterprise paketi, büyük ölçekli ve karmaşık projeler için özel olarak tasarlanmış bir paket ve diğerlerinin aksine fix bir fiyatı yok. Enterprise seçeneği ile Unity’nin sunduğu tüm özellik ve hizmetlerin yanı sıra, ekstra destek, eğitim, danışmanlık ve kişiselleştirme gibi hizmetler de sunuluyor ve fiyatı biraz önce bahsettiğimiz gibi proje bazlı olarak belirleniyor.

Her şey burada kalsa basit bir fiyat artışından ve revizyondan bahsetmek yeterli olacaktı. Unity’nin bugün olduğu gibi eleştiri oklarına hedef olması gibi bir durum da olmayacaktı. Lakin Unity, aşağıdaki tabloda görebileceğiniz gibi, Unity’nin yeni fiyatlandırması, oyun indirmelerine göre bir ücret almayı planlıyor. Yani her oyun indirildiğinde, oyunla beraber Unity Runtime kodu da indiriliyor ve bunun için bir bedel ödeniyor.

Unity’nin yeni fiyatlandırması belli bir gelir ve indirme sayısını aşan oyunlar için geçerli olacak. Bu eşikler ise şöyle belirlenmiş:

  • Unity Personal ve Unity Plus: Son 12 ayda 200 bin dolar veya daha fazla gelir elde eden VE en az 200 bin adet oyun indirmesine sahip olanlar.
  • Unity Pro ve Unity Enterprise: Son 12 ayda 1 milyon dolar veya daha fazla gelir elde eden VE en az 1 milyon adet oyun indirmesine sahip olanlar.

Bu eşikleri aşan oyunlar için ise indirme başına minimum şu ücretler alınacak:

  • Unity Personal ve Unity Plus: 0.20 dolar
  • Unity Pro: 0.15 dolar
  • Unity Enterprise: 0.125 dolar

Bu ücretler indirme sayısı arttıkça kademeli azalacak şekilde ayarlanmış ve firmaların sırtına her durumda ciddi bir yük bindirmeye muktedir rakamlardan bahsediyoruz.

Türkiye’de durum farklı mı?

Evet, bizim için fiyatlandırma farklı. Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan marketler ayrı bir fiyatlandırmaya sahip. Buna göre Plus ve Personal kapsamında olan Türk geliştiriciler 0.20 yerine 0.02 dolar, Pro kapsamındakiler 0.01 dolar, Enterprise kapsamındakiler ise 0.005 dolar ödeyecekler. Buna göre, bir milyon indirmeye ulaşan Unity Pro kapsamındaki bir oyuna 20.000 $ fatura çıkarken ülkemizdeki bir geliştiriciye aynı şartlarda 10.000 $ fatura çıkacak.

Gelişmekte olan marketler indirme arttıkça azalan paylardan da muaf.

Diyelim ki Unity Pro kapsamındaki bir oyun ancak 100.000 adet indirme alabildi. Tabii bu her açıdan kötü haber ancak bazıları için daha kötü haber zira gelişmekte olan ülkeler kapsamına girmeyen ülkelerde (ABD, İngiltere, Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İrlanda, Japonya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç, İsviçre ve Güney Kore) bu oyuna 15.000 $ gibi bir fatura çıkarken ülkemizde sadece 1.000 $ fatura çıkacak.

Tüm bunları alt alta yazdığımızda Unity’nin yeni fiyatlandırma modelinin oyun geliştirici topluluğu tarafından neden global tepkiyle karşılaştığını anlamak çok mümkün.

Her ne kadar Unity bu fiyatlandırma modeli konusunda iki küçük geri vites yapmış olsa da bu tepkiler öyle kısa zamanda duracak gibi değil zira yeni fiyatlandırma modeli, mobil uygulama geliştiricilerine daha fazla risk de getiriyor. Bu da mobil uygulamaların gelirini tahmin etmeyi ve planlamayı zorlaştırabilir. Bu durumda, mobil uygulamaların gelir, dönüşüm oranı, yaşam boyu değer (LTV) gibi KPI’lar olumsuz yönde etkilenebilir.

Peki Unity eleştirilere nasıl cevap verdi?

İlk olarak Game Pass veya PlayStation Plus gibi hizmetlere dahil oyunlar için faturayı hizmetin sahibine (Microsoft veya Sony) keseceklerini duyurdular. Bu minik bir rahatlama yaratmış olabilir lakin hizmetin sahibi bu durumda nasıl bir politika izleyecek, işte bu henüz çok açık değil.

Aynı şekilde Install Tracker uygulama dahilinde olduğundan torrent ve korsan ürünlerin geliştiricilere ek maliyetler çıkartabileceği ortada ve Unity’nin bu konuya bakışı da merak ediliyor.

Diğer güncelleme ise hemen akla gelen “install bombing” ihtimalini gidermek üzerineydi. Buna göre sadece ilk indirmeye ücret yazacaklarını ve aynı cihaza yapılan sonraki indirmelere ücret yansıtmayacaklarını bildirdiler. Diğer taraftan X kişisi sahip olduğu farklı cihazlara aynı oyunu indirdiğinde geliştiriciye ücret yansıtılmaya devam edecek.

ŞİMDİ Ne olacak?

Her şeyden önce Unity’nin tüm bu eleştirilere kulaklarını tıkayıp tıkamayacağını görmek gerekiyor.

Buraya şu anda yazılabilecek çok fazla şey yok ancak bu durumun pek çok geliştiricinin hayatta kalma reflekslerini uyandırdığını söylemek mümkün. Her ne kadar Unity toplam müşterileri arasında sadece %10’luk kesimin değişikliklerden etkileneceğini söylese de pek çok firma stratejik planları konusunda bazı revizelere gitmek zorunda kalabilir.

Sektörün genelinde Unity’nin bu değişikliklerden geri atması gerektiği yönünde ciddi bir konsensüs söz konusu. Özellikle mobil geliştiricilerin Godot’ya ve PC geliştiricilerin de Unreal Engine gibi diğer motorlara geçiş yapması, yapabilenlerin kendi oyun motorlarını geliştirmesi gibi pek çok senaryo sektör genelinde tartışılmaya devam ediliyor.

Sektör profesyonelleri ne diyor?

Tüm bu değişikliklerin PC / Konsol geliştiricilerinden ziyade indirmelerden ücret almayan ve LTV üzerinden gelir elde etmeye odaklı mobil geliştiricileri daha fazla etkileyeceği ortada.

Mayhem Brawler ile bildiğimiz Hero Concept’in Kurucu Ortağı Serkan Özay da aynı görüşte;

Mobil geliştiricilerin sorunu olarak görüyorum ben durumu. Unity zaten yıllardır senelik 200.000$ geliri olanları tek tek avlayıp zorla Unity Pro’ya geçiriyordu. Bu rakama maaşlar, ofis kirası ve diğer teknik harcamalar da dahil hatta. Yani yıllık muhasebede 200.000$ dönen bir işiniz varsa zaten halihazırda Unity Pro sahibisiniz (zorla). Pro olunca da rakamlar zaten 1.000.000 indirme ve gelir oluyor. O rakamı kazanınca zaten Unreal da para almaya başlıyor. Bunun yanında devlet teşviklerimiz var, Unity’ye ödediğimiz rakamların %60’ını geri devletten alabiliyorsunuz.

Diğer taraftan beklendiği gibi mobil oyun sektörü konuya PC geliştiricilerine göre çok daha tepkili. Bu konuda da sektör profesyonellerinin görüşlerini aldık.

SuperScale Oyun Yönetimi Başkanı Wojciech Mazur konuyla alakalı olarak şunları söylüyor;

Unity’nin fiyatlandırma planında yakın zamanda duyurduğu değişiklikleri ve Unity abonelik planına ek olarak bir Unity Runtime Ücreti eklendiğini görmek bizi şaşırttı. Bu konuyla ilgili, özellikle de oyun yaratıcılarını geliştirme çabalarında destekleyen hizmet sağlayıcıları nasıl etkileyeceğine dair ayrıntılar konusunda pek çok belirsizlik var, ancak – şu anda duyurulan şekilde uygulanırsa – bu değişikliğin tüm sektör üzerinde büyük bir etkisi olacağı kesin. Küçük ve orta ölçekli stüdyolar için maliyetler görünüşe göre önemli ölçüde artacak ve bu durum alternatif çözümlere bakmanın iyi bir zaman olup olmadığına dair iç tartışmaları başlatacak gibi görünüyor. Şahsen Epic’in vereceği yanıtı merakla bekliyorum çünkü bu, Unreal Engine kapsamını oyun geliştirme pazarının mobil segmentinde genişletmeleri için büyük bir fırsat.

Midjiwan AB‘nin Genel Müdürü Christian Lövstedt şu yorumu yaptı;

Açıkçası Unity’den gelen duyuru şaşırtıcı. Her ölçekten geliştirici, oyunlarının başarılı olması halinde sevinmek yerine kafa karışıklığı yaşayacak, bütçeleme ve tahminler altüst olacak. Unity’den gelen kafa karıştırıcı mesajlar U dönüşlerine neden oldu. Elbette, yardım paketleri muaf olarak tanımlandı, ancak bu nasıl takip edilecek? Bu sorulara yanıt bulunmazsa Unity, alternatif motorlar araştırıldıkça geliştirici topluluğunun artan güvensizliğiyle karşı karşıya kalacak.

Sandsoft’un Stüdyolar Başkan Yardımcısı Yahsir Qureshi‘nin de görüşlerini aldık.

Unity’nin yeni Runtime Ücreti, mevcut ücretleri ve gelir kesintileriyle birleştiğinde ve şirketin pazardaki hakimiyeti göz önüne alındığında, oyun yayıncılığı ortamında önemli bir değişime neden olacaktır. Oyun endüstrisi ve yatırımcılardan gelen olumsuz tepkiler, Unity’nin bu değişiklikleri daha da netleştirmek için hızlı hareket etmesi ve hatta yeni politikanın bazı kısımlarını iyileştirmesi veya revize etmesi gerektiği anlamına geliyor. Unity’nin kararının geniş kapsamlı etkileri olacaktır. Örneğin yayıncılar, yüksek indirme sayıları nedeniyle mobil oyunlarını test etmek için MENA pazarı gibi gelişmekte olan pazarları kullandılar. Şimdi bu pazarlardan indirme elde etmenin maliyeti nedeniyle bu pazarlara öncelik verilmeme tehlikesiyle karşı karşıyalar. Bu arada, önemli miktarda reklam geliri elde etmek için geniş bir kullanıcı tabanı edinmeye dayanan hyper-casual ve casual gibi türler, özellikle bağımsız geliştiriciler ve daha küçük stüdyolar için artık sürdürülemez hale gelebilir. Bir diğer sorun ise Unity’nin “tescilli veri modeli” aracılığıyla yüklemelerin nasıl hesaplanacağının tam olarak belli olmaması ve yeni politikanın potansiyel suistimallere, boşluklara ve kısıtlamalara açık olması. Bu duyurunun ardından, geliştiriciler Unreal Engine, açık kaynak seçenekleri ve hatta kendi özel motorları gibi alternatifler arayabilir ve bunlar artık finansal olarak daha uygun olabilir.

SIRADAKİ: Baldur’s Gate 3: İpuçları ve taktikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir