Türkiye küresel oyun endüstrisinde nereye ait? MENA, EMEA mı yoksa kendi kategorisine mi?

Türkiye, küresel oyun endüstrisinde hızla merkezi bir güç haline geliyor, ancak şaşırtıcı şekilde hala yanıtlanmamış bir soru var: Gerçekte nereye ait?

Kime sorduğunuza bağlı olarak, Türkiye ya MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika), ya EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) ya da “T” harfiyle Türkiye’yi açıkça temsil eden MENAT’ın bir parçası olarak kabul ediliyor.

Bu sınıflandırma tutarsızlığı sadece coğrafi bir belirsizliği yansıtmıyor. Aynı zamanda küresel endüstrinin stratejilerini, destek yapılarını ve oyun dünyasının en umut vadeden büyüme bölgelerinden biri için pazar giriş planlarını nasıl organize ettiğine dair daha derin bir soruna işaret ediyor.

Merkezinde İstanbul yer alıyor; Avrupa’nın en aktif oyun merkezlerinden biri haline gelen bu şehirde, milyar dolarlık oyun şirketleri Peak ve Dream, 100 milyon doları aşan birçok çıkış ve umut vadeden girişimlerden oluşan istikrarlı bir akış bulunuyor. Türkiye yalnızca gelişmekte olan bir pazar olmadığını kanıtladı. Küresel oyun haritasında net biçimde tanımlanmış bir rolü hak eden bir ülke.

Değişen Bir Bölge

Coğrafi ve kültürel açıdan Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya’nın kesişim noktasında yer alıyor. Bu benzersiz konum, ülkeyi sıklıkla bölgeler arasında bir köprü haline getiriyor. Ancak oyun dünyasında bu konum kafa karışıklığı yaratıyor.

Bazı hizmet sağlayıcılar ve ağlar, basitlik adına Türkiye’yi MENA kapsamına alıyor. Diğerleri, ortak zaman dilimi ve operasyonel lojistik nedenleriyle EMEA içinde değerlendiriyor. Artan bir kesim ise Türkiye’nin önemini kabul ederek MENAT terimini kullanıyor. Ancak pek çok durumda hala net bir şekilde haritalanmamış durumda ve bu da sürtüşmelere yol açıyor.

Kimi şirketlerden şahsen duyduğum şey şu: Türkiye bölgesel stratejilerde düzgün şekilde sınıflandırılmadığı için, pazara kimse odaklanmıyor. Bu ihmal, kaçırılan fırsatlar, ertelenen iş birlikleri ve kritik anlarda yerel destek eksikliği ile sonuçlanıyor.

Temsil vs Tanınma

Mobil oyun alanındaki hızlı yükselişine rağmen Türkiye, hâlâ bazı büyük platformların tutarlı yerel temsiline sahip değil. Örneğin, bölgede büyüyen kullanıcı kitlesine rağmen Epic Games’in Türkiye’ye adanmış bir yerel temsilcisi henüz yok.

Buna karşın, çoğu hiper-gündelik ve hibrit-gündelik yayıncı artık özel Türk ekiplerle faaliyet gösteriyor. Birçok küresel satıcı, analiz aracı ve gelir elde etme platformu da Türkçe destek sağlıyor veya bağlantıyı sürdürebilmek için bölgesel uzmanlarla çalışıyor. Bu şirketler, Türkiye’deki geliştirici ve oyuncu topluluklarının aktif, etkili ve hızla büyüyen yapılar olduğunu biliyor.

Erken Gelen Kazanır

Türkiye’nin oyun ekosistemi hâlâ gelişim aşamasında, ancak ivme artıyor. Güçlü yerel yetenek, artan uluslararası ilgi ve ülke genelinde ortaya çıkan yeni stüdyolar ve platformlar mevcut.

Bazı şirketler bölgenin tam anlamıyla haritalanmasını beklerken, şimdiden yatırım yapan erken hareket edenler stratejik konumlar ve uzun vadeli ortaklıklar elde edecek. Bu, beklemeye alınacak bir pazar değil; doğrudan etkileşim kurulması gereken bir yer.

Türkiye artık küresel oyun dünyasında yalnızca bir dipnot değil. Endüstri, Türkiye’nin MENA’ya mı EMEA’ya mı ait olduğunu sormayı bırakmalı ve kendi tanımını, yatırımını ve varlığını gerektiren bir pazar olarak tanımaya başlamalı.

Hitman geliştiricisi IOI, ülkedeki erken hareket eden firmalardan biri olarak İstanbul’da tam donanımlı bir stüdyoya sahip.
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir