Yeni kurulan bir bağımsız oyun stüdyosu olan Mystic Moose, Planet Mojo adlı bir metaverse oyun projesi için 5 milyon dolar topladığını duyurdu. Finansman turu, Courtside Ventures, Republic Crypto, Polygon Studios ve Sky Vision Capital’ın katılımıyla Animoca Brands tarafından yönetildi.
Planet Mojo, tarayıcı tabanlı bir oyun platformu veya Mystic Moose’un ifade ettiği gibi metaverse. Planet Mojo’nun imza oyunu, oyuncuların takımlarını NFT olarak satın alabilecekleri bir auto-chess oyunudur. Söz konusu NFT’lere “Mojos” denir ve bunlar, gezegenine özgü küçük bitkisel yaratıklarıdır. Platform ayrıca daha sonraki bir tarihte açıklanacak diğer karakterleri de içerecek.
Animoca Brands’in Yönetim Kurulu Başkanı Yat Siu, yaptığı açıklamada şu yorumlarda bulundu;
“Ekibin oyun sektörünün en eski yayıncıları için başarılı ticari projeler oluşturma, piyasaya sürme ve gönderme konusundaki deneyimi nedeniyle Mike ve Mystic Moose’a yatırım yaptık. Bunun da ötesinde, büyük bir auto-chess hayranı olarak Planet Mojo ve yakında çıkacak olan blok zinciri destekli metaverse projesi için çok heyecanlıyım. Blok zinciri oyunlarını bir sonraki seviyeye taşımak için ekiple birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.”
Mystic Moose CEO’su Mike Levine, GamesBeat’e verdiği bir röportajda oyunun temasının doğa ve teknolojinin buluşması ile ilgili olduğunu söyledi ve ekledi;
“Birçok yönden doğadan ilham aldım… Kriptoda çok fazla bilim kurgu ve siberpunk var, ancak bu alanda bunlardan çok daha fazlasının olabileceğini düşünüyoruz. Bunun bu projenin bir teması olmasını istedik.”
Ayrıca Planet Mojo’nun gas-free bir sistem üzerine inşa edildiğini ve çevre dostu bir mesaj vereceklerini de sözlerine ekledi. Şirketin, gezegeni inşa etmek için çalışmak için finansmanı kullanmayı planladığını söyledi.
Levine ayrıca Mystic Moose’un Planet Mojo’yu “metaverse” olarak adlandırdığını da ekledi, ancak bu kelimenin farklı tanımları olduğunu kabul etti.
“Oyuncuların sosyalleşebileceği, etkileşimde bulunabileceği ve oyun oynayabileceği geniş, büyük bir dünya inşa ediyoruz. Markaların içeri girebileceği bir dünya inşa etmemeye karar verdik, çünkü gerçek dünya zaten bunları içeriyor. Biz, insanların kaçabileceği büyülü bir yer yaratmak istedik.”
