Kısıtlı İmkanların Getirdiği Yaratıcılık
Başlangıç
Oyunlarla sesin buluşması için tahmin ettiğinizden çok geriye gitmemiz gerekebilir. Sinema sektörünün aksine oyunların pek de sessiz bir dönemi olduğunu söyleyemeyiz. Hep iç içe olan oyun ve seslerin ilk örneklerine, Amerika Birleşik Devletlerindeki kumar makinelerinde rastlarız.
Liberty Bell ABD’de özgürlüğün simgelerinden biri, kocaman kırık bir çan. Aynı zamanda ilk geniş anlamda sükse yapmış kumar makinesinin ismi. İsminin hakkını verecek şekilde dizayn edilmiş makinede, para attığınızda üç sembol yan yana gelirse çan çalıyor. Çing… ve 50 cent’inizi alıyorsunuz. Evet 50 cent’ten ve 1900’lerin başlarından bahsediyoruz.
Mekanizma oldukça basit. Bir bobine elektrik verdiğinizde manyetize olur, önünde duran metal çubuğu çeker, elektrik yükü azalınca veya yok olunca, yaya bağlı çubuk serbest kalır ve yay, çubuğu çana iter. Tıpkı eski kapı zilleri gibi.
ABD’de 1970’lere kadar pek çok eyalette kumar makinesi muamelesi gören Pinball makineleri de 1930’larda benzer teknolojiler aracılığıyla sesle buluşturuldu.
İlk adımlar, Dijital Dünyaya Giriş
Bugünkü anlamına yakın şekilde dijital oyun makinelerinin piyasaya sürülmesi ve sesle buluşması ise 1970’lere dayanıyor. Computer Space ticari anlamda piyasaya sürülen ilk arcade cihazı ve dolayısıyla ilk video oyunu (1971). Oyunda roket gürültüsüne benzer bir gürültü ve bip sesleri bulunuyor.
Computer Space’den önce, ticari olarak piyasaya sunulmadığı halde üniversiteler arasında yaygınlaşmış, bilgisayarlar için geliştirilmiş “Spacewar!” isimli sessiz bir oyun da mevcut. Aslında Computer Space bu oyunun arcade cihazına (jetonlu oyun makinesi) uyarlanmış versiyonu denebilir. Bu oyunlar dışında da o tarihlerde bilim adına yapılmış ve çeşitli yerlerde sergilenen oyun cihazlarına da rastlamak mümkün.
Computer Space’i geliştiren Nolan Bushnell ve Ted Dabney, Al Alcorn’dan egzersiz olarak basit bir oyun yapmasını istemiş ancak çalışmanın başarısı büyük bir oyuna kapı açmış, Pong! Pong, bir arcade cihazı, oldukça basit bir tasarıma sahip bir pinpon simülasyonu. Oyunda yine çok basit sesler var. Computer Space’in aksine Pong ticari anlamda büyük bir başarı yakaladı.
Ev Konsollarında Sesin ilk adımları
Magnavox Odyssey, ev kullanımı için piyasaya sürülen ilk oyun konsolu (1972). Pong ile birlikte video oyunlarının yaygınlaşmasında önemli bir rol oynadı. Konsol dahili olarak birçok oyun barındırıyor ve paketten ayrı olarak belli başlı oyunları satın almak mümkün. Ayrıca konsolla birlikte konsol oyunlarında kullanmak için; Simon der ki kartları, poker çipleri, zarlar gibi pek çok oyun nesnesi sunuluyor. Magnavox Odyssey sessiz bir oyun konsolu, aynı jenerasyonda gelen Pong’un ev versiyonu ise arcade makinesindeki haline benzer şekilde sesle geliyor. Basit bir devre üzerinden ses çalma kapasitesi olan Home Pong ilk sesli ev oyun konsolu.
1976’da piyasaya sürülen Fairchild Channel Fun ise kendi jenerasyonundaki konsollara göre farklı bir sistem kullanıyor. TV’nin ses sistemi yerine kendi içinde barındırdığı hoparlörleri ses kaynağı olarak dizayn edilmişti ve 500 hz, 1 khz ve 1.5 khz frekanslarında olmak üzere üç ses üretebiliyordu. Bu frekansların çabuk şekilde modüle edilebilmesi müzik yapmak için iyi bir ortam sağlamasa da ses efektleri için işlevseldi.
Oyunlarda Müziğin İlk Adımları
Arcade cihazlarında stinger gibi küçük müzikal yapılar 70’lerin ortalarında duyulmaya başlanıyor (örneğin, Gun Fight). Gun Fight aynı zamanda kablolu donanımlar yerine ilk mikro işlemci kullanan arcade cihazı. İlk süreğen soundtrack ise 1978’te Space Invaders ile karşımıza çıkıyor. Space Invaders’ın süreğen soundtrack’i aslında 4 notadan oluşan bir döngü (loop). Her ne kadar soundtrack bir besteci tarafından üretilmemiş ve tam anlamıyla melodik bir müzik olmasa da Space Invaders oyun müzik tarihi adına önemli bir dönüm noktası. Zira bölüm boyunca uzaylı işgalciler siz vurdukça azalıyor ve hızlanıyor, onlar hızlandıkça müzik de senkron şekilde hızlanıyor. Yani ilk “adaptive” müzik uygulamalarından sayılabilir.
Adaptive müzik; temel anlamıyla oyuncunun verdiği kararlara, bulunduğu ortama göre müziğin değişmesidir. Bu değişim müziğin belli bir noktada değişmesi ve başka bir sekansa geçmesi (horizontal) ya da müziğe katman eklenmesi ya da müzikten katman azalması (vertical) şeklinde olabilir. Tam anlamıyla ilk adaptive müzik uygulamalarından biri için 1981’de Konami’nin geliştirdiği ve Sega’nın yayınladığı Frogger’a göz atabilirsiniz. Amaç kurbağaları karşıya geçirmek, her kurbağa karşıya geçtiğinde ses efektinin peşi sıra müzik farklı bir sekansa geçiyor.
80’lerin Trendleri
70’lerde oyunlara çeşitli müzik uygulamaları yapılsa da işte bu tam bir müzik diyebileceğimiz soundtracklere 1980 başlarında rastlıyoruz. Süreğen, melodik ve bir besteci tarafından bestelenmiş ilk oyun soundtrack’i için Namco’nun Rally-X (1980) adlı oyununun soundtrack’ini gösterebiliriz. Labirent içinde Formula 1 arabası sürdüğünüz ve kırmızı arabalardan kaçtığınız bu oyunun müziğini Toshio Kai bestelemiş. Toshio Kai aynı zamanda meşhur Pac-Man’in (1980) ses tasarımcısı ve “bestecisi”. Pac-Man bilindiği gibi popüler kültürü çok etkilemiştir. Örneğin, oyunun piyasaya sürülmesinden 2 yıl sonra çıkan Pac-Man Fever (Buckner & Garcia) adlı şarkı, Billboard Hot 100, 1982 Mart’ta oldukça üst sıralara yükselmiştir.
1977’de Color TV-Game adlı oyun konsolunu Japonya’da piyasaya süren Nintendo, 1985’te Nintendo Entertainment System (NES) adlı konsolunu uluslararası olarak piyasaya sürdü. (Japonyada Famicom adıyla 1983’te piyasaya sürüldü) 8-bit mimarili konsolun; Super Mario Bros., Tetris, The Legend of Zelda gibi pek çok oyunu müzikal anlamda büyük başarı yakaladı. Mono olarak 4 kanal ses kullanımına izin veren ses çipi, interaktif müzik kullanımı için uygun bir mimariye sahipti.
NES’ten sonra piyasaya sürülen Sega Genesis/Mega Drive (1988) ise 16-bit mimarili ve 6 kanallı stereo ses kullanımına imkan veriyordu. Mega Drive için Sega’nın piyasaya sürdüğü Moonwalker isimli oyunda Michael Jackson şarkıları sentezleyici yoluyla yeniden yaratılmış. Bu oyun dünya çapında tanınan pop müziklerinin oyun içinde kullanımı için erken bir örnektir.
Yaygın Ses Çipleri: SID, POKEY ve YM3812
Commodore 64, 80’lerin başında üretilen ilk ev bilgisayarlarından. Commodore 64 için üretilen ses çipi SID’nin iki versiyonu mevcut. Cihazlar birbirinden ayrı işleyebilen (dalga formları, ses şiddetleri ve perdeleri ayrı ayarlanabilen) 3 ses kanalının kullanımına imkan veriyordu. Kanallara basit frekans filtreleri uygulamak da mümkündü.
Pong’un yaratıcıları Ted Dabney ve Nolan Bushnell’ın 1972’de Atari’yi kurmasından sonra firma, ilk jenerasyon konsollar arasındaki ürünleriyle büyük bir başarı yakaladı. Atari çalışanı Doug Neubauer’ın 80’lerin başında tasarladığı POKEY adlı çip ise önemli bir dönüm noktası oldu. POKEY; birbirinden ayrı olarak işleyebilen 4 kanal halinde ses üretmeye imkan tanıyordu. Aynı anda birbirinden bağımsız olarak işleyebilen ve müzik üretmeye imkan tanıyan 4 kanal bugün kulağa basit gelse de, 80’ler için oldukça iyi bir sayıymış. Hatta Atari bazı Arcade cihazlarında daha çok ses için multi-core şekilde birden fazla çip kullanmış. 2 POKEY çipiyle yakın zamanda yapılmış bir örneği buradan dinleyebilirsiniz.
YM3812 ile Yamaha konuyu bir adım daha ileriye taşımış. Bu çip aynı anda 9 kanala kadar ses üretmeye izin veriyor. Ayarlanabilen 3 kanaldan feragat edip, cihazı 6 ayarlanabilir kanal ve 5 hazır perküsyon kanalı olarak da kullanmak mümkün. Cihazda üretilen dalga formları oldukça ayrıntılı şekilde ayarlanabiliyor. Aynı zamanda sese çeşitli efektler de eklenebiliyor. Cihaz hem arcade makinelerinde hem de IBM tabanlı bilgisayar ses kartlarında kullanılmış. Cihaz için üretilmiş bir müziği aşağıya ekledik.
Günümüzde üretimi biten konsol veya bilgisayarların çipleri aracılığıyla hala müzik üretiliyor ve çiplerin ticareti yapılıyor. Çipler aracılığıyla müzik üretmek teknik bilgi ve çaba gerektiriyor. Bunun yanında çiplerin seslerini simüle eden yazılımlar ve MIDINES gibi oyun konsolunu (NES) bir enstrümana çeviren cihazlar da mevcuttur.
Bit Müzik Kültürü
80’lerdeki teknolojik atılımlar oyun müziklerini ve beraberinde bugüne kadar üretimi devam eden müzik türlerini getirmiş. Bit music ses çipleri kullanılarak yapılan müzikler için kullanılan terim. Tür 80’lerde oyunlar için çiplerle üretilen müzikleri kapsadığı gibi bugün çip ya da benzer sesler üreten synthesizer veya yazılımlar ile yapılan müzikleri de kapsıyor. NES (Nintendo Entertainment System) çipleri, Atari 8-bit POKEY çipleri ve Commodore 64 SID çipleri bu müzik türünde yaygın kullanılan çiplerden. Oyun müzikleri ve ses çipleri 80’lerde ve 90’larda Dungeon Synth, MIDI Music, Chiptune, Doskpop, 16-bit, Nintendocore gibi pek çok müzik türünün ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır. Yakın zamandan bit müzik örneği vermek gerekirse bağımsız oyun geliştiricisi Terry Cavanagh’ın Super Hexagon adlı oyunu için Chipzel’in yazdığı müzikleri gösterebiliriz.
MIDI Teknolojisi
MIDI, cihazlar arası bir iletişim protokolüdür. Aslında üretilecek sesin nasıl olacağı, ne zaman çalacağı gibi bilgileri barındıran MIDI verileri, çıktığı zamanlarda, aynı işlemi yapan programlara nispetle daha az veriyle bu işi yaptığı için oyunlar için önemli bir gelişmedir. MIDI bugün standartlaşmış bir format olsa da başlarda sesin kalitesi, bilgisayar ses kartlarının dijital ses üretme kapasiteleriyle sınırlıydı. Bir cihazda harika olan bir enstrüman sesi başka bir cihazda çok kötü duyulabiliyordu. 90’larda 7’th Guest gibi oyunlarda MIDI başarılı şekilde kullanılsa da, protokolün standart haline gelmesi uzun yıllar aldı.
Devamı gelecek…
Konuk yazar “Övünç Balcı” ve MadRooster hakkında
MadRooster Game Audio Lab, oyunlar için ses ve müzik üreten ses mühendisleri, besteciler, ses tasarımcıları ve ses programcılarından oluşan bir topluluktur. Uzun yıllardır ses ve müziğin olduğu birçok alanda profesyonel olarak çalışmış olan ekip son zamanlarda kendilerini tamamıyla oyun dünyasına adamış ve Türkiye’de sesin oyunla doğru şekilde buluşması için yoğun şekilde çalışmaktadır.